TARİHİ YARIMADADAKİ İETT DURAK İSİMLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞ HİKÂYELERİ
Osmanlı İmparatorluğu, çok değil bundan iki asır önce sadece sur içinden oluşuyordu. Yani bugünkü Fatih semti, o dönem tüm İstanbul idi.
Surlarla çevrili bu şehrin, her semt adının ayrı bir anısı vardı. Bugün bu anıyı yaşatmak adına İETT olarak, duraklarımıza verdiğimiz isimlerin tarihi arka planlarını ortaya çıkarıyoruz.
Bizans ve Osmanlı döneminde İstanbul’u çevreleyen ‘’Marmara’’, ‘’Haliç’’ ve ‘’Kara’’ surlarındaki kapılar, sabah saatlerinde açılır ve akşam kapatılırdı.
Kentte yıllarca hizmet veren tarihi kapıların birçoğu günümüze kadar ayakta kalamasa da bulunduğu bölgeye verdiği isimle yaşamaya devam ediyor.
Bizans ve Osmanlı döneminde açılan Marmara surları üzerindeki kapılar şöyle:
- Yedikule’de sahil yolu üzerindeki ‘’Mermerkule Kapısı’’,
- Bizanslıların ‘’Porta Psamatia’’ dedikleri ‘’Samatya Kapısı’’
- ‘’Davutpaşa Kapısı’’,
- Bizans döneminde ‘’Blanga veya Vlanga Kapısı’’, Osmanlı döneminde önce ‘’Yeni Langa Kapısı’’ denilen ‘’Yenikapı’’,
- Piri Reis’in ‘’Bab-ı Kum’’ adını verdiği, bir iskeleye ve kumluğa açılan ve günümüzde olduğu gibi 18. yüzyılda da ‘’şen meyhaneler’’in yer aldığı ‘’Kumkapı’’,
- Küçük Ayasofya Kilisesi’ne gidenlerin kullandığı, Osmanlı zamanında adı ‘’Kadırga Limanı Kapısı’’ olarak değiştirilen ‘’Sofia Kapısı’’,
- Bizanslıların ‘’Porta Ferrata’’ ve ‘’Porta Marina’’ dedikleri, Osmanlı dönemindeki adı ‘’Çatladı Su Kapısı’’ olan ‘’Çatladıkapı’’.
- Osmanlı zamanında kapının adı 1532 yılında yaşanan depremde burçlarından birinin çatlaması üzerine ‘’Çatladıkapı’’ olarak değiştirildi. Kapının önünde Türk cündileri cirit oynar, halk da alanın çevresini hıncahınç doldurup müsabakaları izlerdi.
- Bizans Sarayına açılan ‘’Bukoleon Sarayı Kapısı’’,
- Topkapı Sarayı’nın ahırlarına açılan ‘’Ahırkapı’’. Burada ahırların bulunduğu kaynaklarda yer alsa da kimi İstanbullulara göre bu kapının adı ahir (son) kelimesinden geliyor.
- ‘’Balıkhane Kapısı’’,
- Sepetçiler Köşkü’nün yanında olduğu varsayılan ‘’Hasırcılar Kapısı’’. Kapının sur penceresinden sarayda boğdurulanların cesetleri denize atılırdı.
- ‘’Ayia Maria Hodegetria Kapısı’’,
- Adını Bizans döneminin Mangana Sarayı’ndan alan ve artık kapalı bulunan ‘’Mangana Kapısı’’,
- Adını Bizans’ın azizlerinden Ayios Yeoryios’ten alan ‘’Aya Yorgi Kapısı’’,
- Osmanlı döneminde açılan ‘’Demirkapı’’,
- Osmanlı döneminde büyük olasılıkla değirmene açılan ‘’Değirmen Kapısı’’,
- Topkapı Sarayı’nı korumak için yerleştirilen toplardan adını alan ‘’Top Kapı’’.
- Şehrin dış kapısı olan bu sur kapıları akşamları kapatılır, ayyaş başıboş serseriler dışarıda kalırdı, sabah açılana kadar kapıların kenarlarına sızarlardı…
İmrahor durağı Yedikule civarında olup, Osmanlı İmparatorluğunun en önemli mesleği olan at bakıcılarının yaşadığı muhitti. İmrahor’un orijinal yazılışı “Emir-i Ahor” olup, emir ahırı, ahır beyi anlamına gelmektedir. 13. yüzyıl ve sonrasında Osmanlı’da padişahın at bakıcılarına İmrahor denilmekteydi.
Eyüp Sultan durağının ilerisinde bulunan bu durak, Haliç ile karşı karşıyadır . Durağa ismini veren teleferik, asılı teller üzerinde ulaşım yapılan bir araçtır. Bu ulaşım vasıtası bu bölgede, daha yeni olmakla birlikte şehir halkı tarafından keşfedilmiştir.
Eyüp semtinin Haliç kıyısında bulunan, Eyüp İskelesi durağı, deniz kıyısındadır. Osmanlı’nın ilk fabrikalarından olan ve dönemin fes dikim yeri olan Feshane tarafındadır. Bu kısım, semtin sandalla Sütlüce tarafına geçilebilen tek yeridir.
Zal Mahmud Paşa Camii’nden ismini alan bu durak, Eyüp semtinin merkezinde bulunmaktadır. Zal Paşa, Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim dönemi vezirlerindendir. Bosna’da dünyaya gelmiş, Çeşitli devlet görevlerinde bulunduktan sonra 1553 yılında Kanuni Sultan Süleyman’a yaptığı hizmetlerden dolayı Zal yani Pehlivan unvanını almıştır.
İstanbul’un medarı iftiharı olan Eyüp Sultan Hazretlerinden ismini alan bu durak, Eyüp Camii ile karşı karşıyadır. Efendimiz âşıklarının uğrak yeri olan bu semt, Osmanlı’nın sur dışında kalan üç semtinden biriydi. Biladi Selase diye anılan bu semtler, Üsküdar, Galata (Beyoğlu) ve Eyüp idi. Eyüp Sultan da denilen bu büyük sahabe, Emeviler devrinde İstanbul kuşatmasına katılmıştı. Yaşı bir hayli ilerlediği için bu kuşatmada rahatsızlanarak vefat etmişti. Vasiyeti gereği surlara en yakın yere defnedilmişti.
Eyüp ilçesine doğru Edirnekapı tarafından indiğinizde karşınıza çıkan caddeye Eyüp Sultan Bulvarı denilmektedir. Durak, ismini bu caddeden almıştır. Osmanlı devrinde Eyüp semtine daha çok deniz kıyısından gelinirdi. Edirnekapı şehitliği sur dışında kaldığından pek uğrak bir yer değildi. Daha sonraları bu yolun büyütülüp aktif hale gelmesiyle, Eyüp Sultan Bulvarı adı verilen genişçe bir caddeyle Fatih, Eyüp’e bağlanmıştır.
Osmanlı’nın Edirnekapı tarafından sur dışına çıkılırken ilk karşınıza çıkan duraktır. Osmanlı döneminde İstanbul sur içinden müteşekkil olduğundan sur dışı, şehir dışı gibi görülürdü. Bu nokta da şehrin dış kapısında sur dibinde olup, Osmanlı tarafından şehitlerin kabirleri için uygun görülmüştür . Edirnekapı Şehitliği, şehrin ilk büyük mezarlığıdır.
Fatih’in Edirnekapı tarafından sur içindeki en son durağı olan Edirnekapı durağı, Osmanlı döneminden buradaki sur kapısından ismini almıştır. Edirnekapı merkezi bir sur kapısı olup, Edirne tarafına doğru gidilen yolun başlangıç noktasındaki kapıydı. Osmanlı döneminde şehir sur içinden oluşuyordu. Üç kattan oluşan yüksek surlar önündeki kapılarda muhafızlar bulunuyordu. Muhafızlar Edirnekapı’da 24 saat nöbet tutuyordu.
Osmanlı’nın 9. Padişahı olan Yavuz Sultan Selim Han’dan ismini alan bu durak, Fatih’in merkezi duraklarındandır. İstanbul’un Fatihi, Fatih Sultan Mehmet’in torunu olan, Yavuz Sultan Selim; dedesinin yaptırdığı caminin yakınına kendi adına bir cami yaptırmıştır. Bu durak, Yavuz Selim Camii diye anılan bu camiye doğru bağlayan yolun başındadır.
Sultanahmet’ten sahile doğru inen koldadır. Cankurtaran ile Kumkapı arasında bulunmaktadır. Osmanlı döneminde, şehri çevreleyen deniz kenarındaki sur kapılarından biridir . Çatladıkapı, deniz surlarının altıncı kapısıdır. Bizans döneminde yapılan surların “Sidare” adı verilen kapısı, 1532 yılında meydana gelen depremde çatlayınca, hem kapı hem de bu semt Çatladıkapı olarak anılmaya başlanmıştır
İstanbul Fatihi, Fatih Sultan Mehmet ve yaptırdığı Fatih Camii’den ismini alan bu durak, sur içinin en merkezi durağıdır. Fetheden anlamına gelen Fatih unvanı, bu büyük şehrin fethinden sonra II. Mehmet’e verilmiş ve günümüze kadar gelmiştir.29 Mayıs 1453 Salı günü fethedilen şehir, Ayasofya’nın merkez yapılmasıyla imara başlanmıştır. Cumaya kadar Ayasofya hazırlanmış, camide cuma namazı kılınmıştır. Fatih Sultan Mehmet burada meşhur tarihi hutbesini vermiş ve buranın cami dışında başka bir amaçla kullanılmaması üzerinde durmuştur.
Yenikapı sahil durağı, Aksaray istikametinden sahile doğru indiğinizde karşınıza çıkan duraktır. Osmanlı döneminde Yenikapı sahil durağının mevkii, dönemin mesire (piknik) alanları arasındaydı. Sandallarla denize açılanlar, ekmeğini denizden çıkaran balıkçılar, deniz kenarında turlayan âşıklar, kıyıya yakın kısımlarda piknik yapan aileler, kırlarda top oynayan çocuklar, yaz aylarında denizde yüzenler bu bölgenin müdavimiydi. Sahil boyunca, bugün de devam eden bu aktivitelerden bazıları bu mevkiinin yoğun kullanılmasını sağlamaktadır.
Şehrin denize bakan duraklarından bir diğeri de Yenikapı’dır. Durak, ismini burada bulunan tarihi bir kapıdan almıştır. Osmanlı döneminde surların bu bölgesinde açılan kapıya “Yenikapı” denmiş ve semtin ismi o günden bu yana böyle kalmıştır. Yenikapı sur kapısının yerinin Yenikapı istasyonu civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu kapının isminin ortaya çıkışı ilginç bir hikâyeye dayanmaktadır.
Yenikapı İstasyon durağı, sahil kısmını tren istasyonuna bağlayan mevkidedir. Yenikapı sahilindeki tren istasyonundan dolayı bu ismi almıştır. İstasyon ile durak arasında ufak bir geçit bulunmaktadır. Bizans döneminde surların bulunduğu bu istasyon alanında, şimdilerde istasyon durakları bulunmaktadır. Ayrıca Osmanlı döneminde yapılan Yenikapı sur kapısının yerinin de bu durak civarında olduğu bilinmektedir. Tren Osmanlı’ya Sultan Abdülaziz döneminde gelmiştir. O dönemde “şimendifer” ismiyle anılmaktaydı.
Yenikapı Transit durağı, Yenikapı’nın deniz tarafındaki durağıdır. Sahil boyu araçların sık kullanıldığı bu bölge, limana bağlayan kısmı da içermektedir. Yenikapı kıyısında, günümüz deniz ulaşımı için deniz otobüsleri ve feribotların kullanıldığı iskele, Osmanlı döneminde de aynı işlevi görmekteydi. Osmanlı’nın en işlek iskelelerinden olan bu liman, şehre deniz kısmından bağlanan noktalarından biriydi. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde kurulan, Akdeniz’in en güçlü donanmasının konakladığı noktalardan biri de Yenikapı İskelesi olmuştur.
Eminönü Mısır Çarşısı durağı, Yeni Cami tarafındaki durak olup, yakınındaki Mısır Çarşısından ismini almıştır. Mısır Çarşısı, Osmanlı Devleti’nin en eski ve geniş kapalı alış veriş yerlerinden biridir. Bugünkü yapı, 1660 yılında Hatice Turhal Sultan tarafından Hassa baş mimarı Kazım Ağa’ya yaptırılmıştır. Yeni Cami’yi de yaptıran Hatice Turhal Sultan’ın türbesi, Mısır Çarşısının Sirkeci tarafındadır.
Bugün şehrin en yoğun ve işlek semtlerinden olan Eminönü’nün deniz kıyısında bulunan duraktır. Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi ‘Emin’lere aitti. Eminönü semti adını, burada Fatih Sultan Mehmet döneminden beri bulunan ‘Gümrük Eminliği’nden almaktadır. Halk arasında ‘Eminlik önü’ diye anılan semtin ismi zamanla Eminönü şekline dönüşmüştür. Osmanlı’da esnaf denetleme önem arz eden bir işti. Eminönü iskelesi Osmanlı döneminde de yoğun kullanılan yerlerden biriydi. Özellikle II. Abdülhamid döneminde teşekkül eden “Şirket-i Hayriye” adıyla anılan kurum, deniz ulaşımını sağlamaktaydı.
Eminönü’nün Unkapanı istikametine doğru olan bu durak, ismini yakınlardaki kantar satan dükkânlardan almaktadır. Dün olduğu gibi bugün de, semtin her yerinde ayrı bir ticaret geleneği yaşatılmaktadır . Şehrin en canlı ekonomisinin olduğu noktalardan biri olan Eminönü, her meslek grubunun ayrı ayrı örgütlendiği kısımlardan oluşmaktadır . Sadece ülkemizde değil, dünyada eşi bulunmayan birçok eser bu semtte bulunmaktadır. Bu durağın hemen üst tarafında bu eserlerden biri olan meşhur Süleymaniye Camii bulunmaktadır.
Semt ismini, şehrin fatihi Fatih Sultan Mehmet’den almaktadır. İtfaiye durağı ise ismini, yakınlarında bulunan İtfaiye binasından almıştır. Fatih semtinin merkez caddesi olan Fevzi Paşa Caddesinin, Şehzadebaşı tarafından başlangıç kısmındadır. Ayrıca “Bozdoğan veya Valens Su Kemeri” denen su kemeri, durağın itfaiye tarafına doğru hemen arkasında bulunmaktadır . İtfaiye Durağı’nın kemere doğru olan tarafın- da, Fatih Belediyesi’nin eski binası ve semt parkı bulunmaktadır
Şehrin bugün en merkezi yerinde kalan Ulubatlı durağı, Topkapı ile yan yanadır. İsmini şehrin fethi esnasında, surlara Osmanlı sancağını ilk diken akıncılardan biri olan Ulubatlı Hasan’dan almıştır. İşte bugün geçtiğimiz Ulubatlı durağı, şehrin kara surlarının merkez noktasındaydı. Fatih’in fetihten sonra, şehre bu civardaki Topkapı’dan girdiği bilinmektedir. Ulubatlı, tarihten aldığı misyonla, bugün vatan sevgisi ve milliyetçiliğin göstergesi olarak gönüllerdeki yerini korumaktadır .
Edirnekapı tramvay durağı, bu kısma sonradan yapılan tramvaydan ötürü bu ismi almıştır. Edirnekapı, Osmanlı’nın kara surları kapılarının en önemlilerinden olup, şehrin Edirne’ye açılan kapısıdır. Bugün de Edirnekapı Tramvay durağından, şehitlik mezarından geçerken, hayatın ölüm ile iç içe olduğu hatırlanır ve böylece bu vatanın ne zorluklarla alındığı bir kez daha hatırlanır.
İstanbul Büyükşehir Belediye durağı Şehzadebaşı tarafında olup, buradaki merkez belediye binasından ismini almaktadır . Bir tarafı Fatih’e, bir tarafı Vezneciler’e doğru açılan cadde üzerinde bulunmaktadır.
Unkapanı’ndan Fatih’e doğru çıkarken Bozdoğan Kemeri altında kalan Müze Durağı, İBB Reşat Nuri Tiyatro Salonu ile karşı karşıyadır. İsmini yakındaki, Karikatür ve Mizah Müzesinden alan durak, şehrin en işlek noktalarından birindedir . Bugün müze olarak kullanılan bu bina, Gazanfer Ağa Külliyesi’dir
Durak ismini yakınlarındaki, Pertevniyal Valide Sultan Camii ve Lisesinden almaktadır. Pertevniyal Valide Sultan, Sultan İkinci Mahmud Han’ın hanımı, Sultan Abdülaziz Han’ın annesidir. 1830’dan önce İkinci Mahmud Han’la evlendi. Oğlu Abdülaziz Han’ın tahta geçmesi (1861) üzerine ’Valide Sultan’ unvanını aldı.
Topkapı ile Beyazıt arasında yer alan Aksaray durağı yakınındaki bu durak, şehrin en işlek noktasındadır. İsmini Osmanlı devri sadrazamla- rından Yusuf Paşa’dan almıştır. Osmanlı devleti döneminde, devlet adamları şehri imar etme vazifesini görmüşlerdir. Her sadrazam şehri kalkındırmayı kendine görev edinmiştir. Şehrin birçok yanına camiler, medreseler ve hayır kurumları yaparak, Osmanlı’yı ihya etmişlerdir. Bu yüzden tarihi yarımadanın dört bir tarafı bu veziriazamların ismiyle anılır.
Bugün Haseki Hastanesi’nden tanıdığımız Haseki durağı, Aksaray ile Cerrahpaşa arasındadır. Haseki Osmanlı’da kadın efendilere verilen isimdir. Bu duraktaki Haseki ismi, bizim ismini çokça duyduğumuz Hürrem Sultan’dan gelmektedir.
Fındıkzade durağı ismini şöyle bir menkıbeden almaktadır. Ufak tefek olduğundan ‘fındık’ lakabıyla anılan Mustafa Efendi adlı zatın oğlu olan ünlü hattat Fındıkzade İbrahim Efendinin bu semtte, Kızılelma’da yaşayıp ölmüş olduğu bilinmektedir. Evinin civarına zamanla halk tarafından lakabı olan ‘Fındıkzade’ ismi verilmiştir.
Çapa Durağı, Şehremini, Topkapı’dan sur içine eski İstanbul’a girdikten sonra Millet Caddesi boyunca Fındıkzade’ye kadar inen caddedir. Sağdan Başvekil Caddesi ve Vezir Caddesinden Koca Mustafapaşa’ya çıkan, soldan Çapa Tıp Fakültesi’nden Vatan Caddesine uzanan semt, şehrin sağlık merkezlerindendir. İstanbul surları boyunca Çapa’ya Topkapı, Mevlanakapı, Silivrikapı’dan girilir. Eskiden Şehremini olarak anılan bu semt Şehremini’nin mahalle olması nedeniyle halk tarafından Çapa olarak adlandırılmıştır.
Durak ismini yakınındaki İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden almaktadır. Tarihi yarımadanın sağlık merkezi olmasına sağlayan ana unsurlardan biri bu tıp fakültesidir. Topkapı ile Aksaray arasında bulunan ve çok işlek Millet Caddesinde varlığını sürdüren Hastane, bilhassa çocuk hastalıklarında ülke çapında isim yapmıştır.
Pazartekke durağı, şehrin en tarihi noktalarından Topkapı civarındadır. Şehrin Fatihi Fatih Sultan Mehmet’in şehre, fetihten sonra bu civardan giriş yapıldığı bilinir. Tarihi sur içinin başlangıç noktasında olan bu semtin Topkapı ve Mevlanakapı mahallelerine sınırını surlar çizmektedir. Topkapı’dan sur içine girildiğinde karşılaşılan ilk semttir.
İstanbul’un iki meşhur caddesinden biri olup, Topkapı sur içi ile Aksaray Yusufpaşa arasındadır. Tarihi yarımadanın ana ulaşım arterlerinden olup, ismi Turgut Özal Caddesi olarak değiştirilmiştir. Cadde, üzerinde birçok tarihi yapıyı barındırmaktadır. Günümüzde yaygın kullanılan bu yolun, İstanbul’un en eski güzergahlarından biri olduğu hatta bazı bölümlerinde Bizans’ın ünlü Mese yoluyla çakıştığı bilinmektedir.
Topkapı durağı, tarihi İstanbul kara surlarının tam ortasında bulunmaktadır. İsmini buradaki sur kapısından almaktadır. Bu kapıya, fetihten sonra Fatih Sultan Mehmet’in bizzat döktürdüğü ve fetihte büyük payı olan, “Şahi” topu konulmuştur. Bu top konulduktan sonra halk dilinde toplu kapı ismiyle anılmaya başlanmıştır. Toplu kapının zamanla Topkapı’ya dönüştüğü bilinmektedir.
Aksaray durağı, şehrin en merkezi duraklarından olup, Fatih-Yenikapı-Laleli arasındadır. Bu semtin, Bizans dönemindeki adı Forum Bovis’dir.(Öküz Meydanı) Pergamon (Bergama) dan getirilen tunçtan yapılmış öküz heykeli semtin ortasındaki meydana yerleştirildiğinden uzun süre bu isimle anılmıştır.
Bu durak ismini, Fatih’in en manevi noktalarından biri olan İskender Paşa Camii’nden almaktadır. Fatih Sarıgüzel Caddesi’nde bulunan cami, Fatih devri ricalinden ve II. Bayezid’in vezirlerinden İskender Paşa tarafından Hicri. 911 / Miladi. 1505 tarihinde yaptırılmıştır.
Vatan Caddesindeki bu durak ismini hemen yanı başındaki Emniyet Müdürlüğünden almaktadır. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, ülkemizin iç güvenliğinden sorumlu devlet teşkilatıdır . 1845 yılında Osmanlı döneminde II.Mahmud zamanın- da temelleri atılmıştır. Daha çok şehir merkezlerinde teşkilatlanmış olup, taşra da ise görevini Jandarma Genel Komutanlığına bırakmıştır.
Aksaray ile Topkapı arasında, Vatan Caddesindeki duraklardandır. Şehrin merkez noktalarından birinde olan bu durak, Türk Devletinin ilk hükümdarlarından Oğuz Han ismiyle anılan Mete Han’dan ismini almaktadır.
Durak ismini yakınındaki Bezmi Alem Valide Sultan Hastanesi ve Üniversitesinden almaktadır. Bezmi Alem eski adıyla, Vakıf Gureba Hastanesinin yeni ismidir. Vakti zamanın da bu hastaneye Vakıf Gureba ismi, dönemin gariplerine hitap ettiği için verilmişti. Gureba, garipler demek olup, bu hastane bilhassa gariplerin tedavi edildiği yerdi. Bezm-i Alem Vâlide Sultan, fakir hastaların yatıp tedavi edilmesi için yüz yataklı Vakıf Gurabâ Hastanesini inşâ ettirmişti.
Yedikule durağı, ismini karşısındaki Yedikule Hisarından almaktadır. Osmanlı döneminin önemli yapılarından biri olan Yedikule Hisarları, İstanbul’un en önemli açık hava müzelerinden birisidir.
Genç Osman durağı ismini yakınında bulunan Yedikule Hisarında hazin bir şekilde öldürülen Osmanlı padişahı II. Osman’dan almaktadır. “Niyetim saltanat ve devletime hizmet etmekti amma, ne iştir ki kıskanç ve kötü dilekliler hep felaketime çalışır.”
Koca Mustafa Paşa’nın ana caddesi üzerinde bulunan bu durak, ismini yakınlardaki tarihi pastaneden almaktadır. Merhaba pastaneleri olarak hala aktif olan bu kurum, şehrin eski lezzetlerinden birini ihtiva etmektedir .
Koca Mustafa Paşa’daki bu durak, ismini yakınındaki tarihi hamamdan almaktadır. Samatya Ağa Hamamı diye bilinen bu tarihi hamam, Mimar Sinan yapılarından biridir . Hamam, Osmanlı kültüründe çok önemli yer tutan bir kurumdu. Yeni imar edilen semtlere camiden önce hamam yapılırdı. Çünkü temizlik her işten önce gelirdi. Caminin yapımında çalışacak in- sanların temiz olması bu sayede sağlanırdı. Bu hamam da Osmanlı’nın meşhur hamamlarından olup, semtin temizlik kültürünün yerleşmiş olduğunun göstergesidir.
İstanbul Hastanesi durağı ismini yakınlarındak büyük hastaneden almaktadır . Samatya Hastanesi olarak bilinen bu hastane Türkiye’nin en büyük hastanelerindendir. Samatya adının kaynağı, Bizans dönemindeki Psamathion’dur. Psamthos Rumca’da kum anlamına gelmektedir. Bölgenin kumluk bir yöre olması ve sahilden kum çıkarılması nedeniyle bu adı almış olması muhtemeldir . Megaralar’ın kumandanı efsanevi Bizas, bugün Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yerde kendi şehri Bizanstion’u kurarken Samatya’nın yerinde, bir köy bulunuyordu. Köyde balıkçılığın yanı sıra tarım da yapıldığı tahmin edilmektedir.
Davutpaşa durağı, semtin tepe kısmında kalan cadde üzerindeki durağıdır. Kara Davut Paşa olarak da bilinen Davut Paşa, Sultan I. Mustafa’nın ikinci padişahlık döneminde 1622 yılında çok kısa süre sadrazamlık yapmıştır. Aslı Boşnak olup, Topkapı Sarayı Enderun Mektebinde yetişmiştir. Çuhadar olarak atanmış, III. Mehmet döneminde kapıcı başı olarak saraydan ayrılmıştır.
Langa durağı, bugünkü Yenikapı bölgesini de içine alacak biçimde Aksaray’dan Marmara sahiline inen, Namık Kemal caddesi ile doğuda ona paralel olarak yer alan Mustafa Kemal caddesinin iki yanında yer alan duraktır .
İnebey durağı ismini Fatih’in yakınlarındaki mahalleden almıştır. Mahalle ise ismini 1491 yılında buraya bir mescid yaptırmış olan İmrahor İlyas Bey’in oğlu İnebey’in adından almıştır. Mescid birkaç kez yapılmış olmasına rağmen Cumhuriyet devrinde ortadan kalkmıştır .
Bu durak adını, semte ve camiye ismini veren Koca Mustafa Paşa’dan almıştır. Osmanlı sadrazamlarından Koca Mustafa Paşa, Bizans Ayios Andreas Manastırı Kilisesini 1489 yılında, Koca Mustafa Paşa Camii’ne çevirmiştir. Koca Mustafa Paşa külliyesi olarak anılan bu yapıda, cami, medrese, mektep, aşevi ve tekke bulunmaktadır.
Semtin en işlek caddesinde bulunan Koca Mustafa Paşa durağı, bugün olduğu gibi Osmanlı döneminde de yoğun olarak kullanılmıştır. Bu durak ismini Osmanlının meşhur sadrazamlarından Koca Mustafa Paşa’dan almaktadır.
Cerrah Mehmet Paşa durağı ismini, Osmanlının tarihi şahsiyeti olan Cerrah Mehmet Paşa’dan almaktadır. Cerrah Mehmet Paşa, Sultan III. Murat ve III. Mehmet döneminde saray cerrahı olan önemli bir devlet adamıdır. III. Mehmet döneminde sadrazamlığa kadar yükselmiştir. Dönemin en önemli Osmanlı tabibi ve paşasıdır. “Cerrahpaşa” lakabı ile tanınan bu zat, semte ve camiye ismini vermiştir
Haseki poliklinik durağı ismini yakınındaki Haseki Hastanesinden almaktadır . Aksaray’dan Cerrahpaşa’ya çıkarken yol üzerinde olup, şehrin işlek noktalarındandır. Haseki Hürrem Sultan tarafından yaptırılan Haseki Külliyesinin yapılarından biri de Haseki Darüşşifasıdır . Osmanlı bugün hastane dediğimiz kuruma Darüşşifa demiştir. Yani şifahane, şifa bulma yeri, bugünkü gibi hasta evi yerine, pozitif yaklaşım sergilemiştir.
Draman durağı, Çarşamba semtinin son kısmında bulunan duraktır. Draman’ın, kesin sınırları çizilememekle birlikte, idari olarak Dervişali mahallesinin sınırları içinde kaldığı bilinmektedir. Çarşamba ve Edirnekapı semtleri arasında uzanan Draman Caddesi, semtin ana aksını oluşturmaktadır. Bu semt, Balat, Çarşamba ve Edirnekapı semtleriyle komşudur.
Durak, Çarşamba semtinin merkezi noktasında olup, ismini yakınındaki Fethiye Camii ve Medresesinden almaktadır. Çarşamba pazarı civarında, Kâtip Muslihiddin Mahallesi’ndeki medresenin, II.Selim’in kızı ve Sokullu Mehmet Paşa’nın eşi İsmihan Sultan tarafından yaptırılmış olup, “Fethiye Medresesi” adıyla da anılan Sinan Paşa Medresesinin yanında ve Fethiye Camii avlusunda olduğu anlaşılmaktadır.
Nişanca durağı ismini yakınlarındaki mahalleden almıştır. Nişanca, Osmanlı Devletindeki Nişancı kelimesinden gelmiştir. Nişancı, padişahın yazı işlerini yürüten, tuğrasını çeken üst düzey yönetici- dir. Bu mesleğin bugünkü karşılığı Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü olabilir. Bu idarecinin yaptığı kendine has işleri başka hiçbir devlet erkânı yapamıyordu. Padişah imzasını atmak, dönemin en ayrıcalıklı işlerindendi.
Buradaki Nişanca durağı ismini, yakınlarındaki Nişanca Mustafa Paşa Camiinden almaktadır.Eyüp’ün eski camilerinden olan eserin, kıble tarafında meşhur Şeyh Murat Efendi tekkesi camii ve türbesi, onun karşısında ise Otakçılar Hamamı bulunuyordu. Camiin hemen yanında da, Sultan II. Mahmut’un bir çeşmesi ile Mehmet Paşa Mektebi yer almaktadır.
Eyüp’teki bu durak ismini, bir dönem burada düğmecilik işi yapan esnaftan almaktadır. Bu, Osmanlı döneminden gelen bir esnaf teşki- latlanmasıydı. Aynı meslek grubundan olan esnaflar bir muhitte çalışırlardı. Bu meslek teşkilatına Lonca denirdi. Loncaların başında Ahi Teşkilatı bulunurdu.
Keresteciler durağı ismini, eskiden yakınlarında bulunan Keresteciler Sanayi Sitesinden almaktadır . İstanbul’un değişik yerlerinde (Cibali, Merter, Topçular ve Rami) faaliyet gösteren kerestecilerin, birlikte yaptıkları çalışmalar sonucunda 1985 yılında İstanbul Kerestecileri Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi kurulmuştur.
Demirkapı durağı, Edirnekapı ile Eyüp arasında olup, Hava Şehitliği mezarlığının önündedir . İstanbul’da bu isimde birkaç semt vardır, bun- lardan biri de Edirnekapı’daki bu semttir. Durak ismini, civardaki Bizans dönemindeki surlardan almaktadır. Bu sur kapılarından biri olduğu rivayet edilen demir kapı sur içini sur dışına bağlayan noktalardandı.
Durak ismini bir dönem burada akan Acı Çeşme’den almaktadır. Tarihi yarımadada birçok durak ismini çeşmelerden almaktadır. Çok akan çeş- meye akar çeşme veya horhor, kuruyan çeşmeye kuru çeşme, farklı tadı olan çeşmeye acı çeşme isimleri verilmiştir.
Durak ismini, bağlı olduğu semtten almaktadır. Karagümrük semti, Saraçhane’den Edirnekapı’ya uzanan Fevzipaşa Caddesi, Aksaray’ı Topkapı-Edirnekapı Caddesine bağlayan Vatan Caddesi (Adnan Menderes Bulvarı) ile yine Aksaray’ı Topkapı’ya bağlayan Millet Cad- desi (Turgut Özal Caddesi) ile çevrelenmiştir. Karagümrük, şehrin surlarının batı kesimine yakındır. Edirnekapı- Beyazıt ana ekseninin güneyinde yer alır.
Fatih semtinin merkezi duraklarından biri olup, bu durak ismini, Osmanlı’nın meşhur veziriazamlarından Atikali Paşa’dan almaktadır. Atikali Paşa, aslen Saraybosna’nın Drozgometua köyündendir. Devşirme olarak Enderun’da yetişmiştir. Atikali Paşa, Sultan II. Beyazıt zamanında sadrazamlık yapmış Osmanlı vezirlerindendir.
Aya kapı İstanbul’un Fatih ilçesinde, Haliç kıyısında yer alan küçük bir semt. Bu bölge, Bizans döneminde semt, Ta Dexiokratiana ya da Dexiokràtous olarak bilinirdi. Semtteki en önemli tarihi yapı, Bizans döneminde kilise olarak inşa edilen, daha sonra Osmanlı döneminde camiye çevrilen Gül Camii’dir. Bir diğer önemli eser ise, 1582 yılında Mimar Sinan tarafından yaptırılan Aya kapı Hamamı’dır. Havuzlu Ha- mam olarak da bilinen bu yapı günümüzde kereste deposu olarak kullanılmaktadır . Aya kapı, Bizanslı Hıristiyan din adamları ve rahibelerin kullandığı kapıdır.
Fatih’teki İBB binasının karşısındaki durak olup, ismini yakınındaki Şehzade Camii’nden almıştır. Şehzade Camii (Şehzade Mehmet Camii ya da Şehzadebaşı Camii olarak da bilinir), İstanbul’un Şehzadebaşı semtinde Mimar Sinan tara- fından yapılmış olan camidir. Kanuni Sultan Süleyman tarafından; Saruhan valisi iken 1543’de 22 yaşında ölen oğlu Şehzade Mehmet adına yaptırılmıştır. 1543-1548 yılları arasında inşa edilen camii, Mimar Sinan’ın ‘çıraklık eserimdir’ dediği camidir.
Vezneciler durağı, Şehzadebaşı ile Beyazıt arasında olup, İstanbul Üniversite Edebiyat Fakültesi ile Biyoloji bölümü arasında kalmaktadır. Vezneciler semti, İstanbul’un Fatih ilçesinde adını çokça duyduğumuz bir semt. Semtin en büyük özelliği bütün tarihi dokuların tam orta- sında bulunması. Örneğin Beyazıt Meydanı ve Beyazıt Kulesi, İstanbul Üniversitesi, Bozdoğan ya da Valens Su Kemerleri, tarihi Direklera- rası sokakları, ünlü Vefa Bozacısı ilk başta aklımıza gelen, semti çevreleyen tarihi yerlerden sadece birkaçı.
Balat ile Eminönü arasındaki Köprübaşı durağı, ismini yakınlarındaki Galata Köprüsünün başında olmasından alır . Eyüp ile Kasımpaşa’yı birbirine bağlayan tarihi Galata Köprüsünün Eyüp tarafındaki kısmın başında bulunan bu durak, Haliç manzarasıyla dikkat çekmektedir.
Durak ismini, Orgeneral Ragıp Gümüşpala’dan almaktadır. Bir dönem Genelkurmay Başkanlığı da yapan Gümüşpala, caddeye ismini vermiştir. Büyük askeri deha olan bu şahsiyetin kısa hayat hikâyesi şöyledir: 1897’de Edirne’de doğan Ragıp Gümüşpala, Kuleli Askerî Idâdisi’nde okurken 1916’da Birinci Dünya Savaşı’na katıldı. Galiçya ve Filistin Cephelerinde çarpıştı. 1918’de İngilizlere esir düştü. İki sene sonra yurda döndü. İstiklâl Savaşına katıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra Şeyh Said ve Tunceli ayaklanmalarının bastırılmasında vazife aldı.
Kentin Avrupa yakasında, Balat ile Ayvansaray arasında, Haliç kıyısındaki duraktır . İstanbul’un en eski yerleşimlerinden biri olan semtte, Hristiyan inancına göre denizcilerin koruyucusu Aziz Nikola’ya ait kilise bulunmakta- dır. Bugün Aya Nikola Kilisesi olarak geçen bu kilise içerisinde, meşhur bir ayazma bulunmaktadır. Ayazma, Hıristiyan inancına göre vaftiz edilen kutsal su kaynağı olup, dindar Hıristiyanlar bu suyla ibadet zamanlarında vaftiz edilmektedir .
Akbıyık durağı Eminönü İlçesi, Ahırkapı semtinde Akbıyık Caddesi ile Akbıyık Camii Sokağı’nın kavşak noktasında bulunmaktadır. Durak ismini, Osmanlı dönemi âlimlerinden Akbıyık Dede’den almaktadır. Akbıyık Dede, Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin halifelerinden, II. Murat ve Fatih devirlerinde ünlenmiş,“Şems-i Hüdâ” mahlası ile bilinen sufilerdendir. (asıl adı Abdullah Ahmed Muhyiddin, Mehmet Muhyiddin ya da Şemsî’dir). Mahalleye de adını veren Akbıyık Mescidi ve Tekkesi kurucusu olan bu zat bir Bayrami dervişidir.
Kumkapı durağı, Marmara kıyısında, Ahırkapı-Yenikapı arasındadır. Tarihi yarımadının deniz kıyısındaki duraklarından Kumkapı, Osmanlı döneminde de yoğun olarak kullanılmıştır. Topkapı sarayına yakın olması hasebiyle ve sahil boyu güzel manzarasının insanları çekmesi sebebiyle geçmişte uğrak yeri olmuştur.
Balıkçı Barınağı durağı, Marmara kıyısında, Yenikapı ile Sarayburnu arasındadır. Tarihi yarımadının deniz kıyısındaki duraklarından olan Balıkçı Barınağı, son dönemde yoğun kullanılan yerlerdendir.
Bu durak ismini, eski dönemde burada bulunan sur kapısından almıştır . Surların denize bakan kapılarından olan Narlı Kapı ismini, çevresin- de yetişen nar ağaçlarından almıştır. ‘’Debbağ Kapı’’ da denilen ‘’Narlı Kapı’’ Marmara surları üzerinde, kara surlarına en yakın olan kapıdır .
Durak ismini, yakınında yer alan, eskiden faal olan Havagazı Fabrikasından almaktadır. Havagazı, kentlerde ısınma ve aydınlanma maksadıyla kullanılmak üzere kömürden imal edilen bir gazdı. Havagazı, havagazı fabrikası veya gazhane adı verilen üretim ve depolama tesislerinde imal edilir.
Haliç-Yedikule arasındaki surların üzerindeki kapı, Bizans döneminde Kharisios ve Polyhandria isimleriyle anılmıştır. Osmanlı döneminde Edirne karayolunun başlangıç noktası olduğundan Edirne kapısı adını almıştır ve bulunduğu semt Edirnekapı olarak anılmaktadır .
Balat durağı, Haliç kıyısındaki duraklardan olup, Eyüp ile Eminönü arasındadır . Balat, Rumca saray anlamına gelen “Palation” sözcüğünden geldiği söylenir. Önceleri İstanbul’un kapılarından birine verilin bu ad, sonraları semtin adı olmuştur.
Unkapanı durağı, Eminönü’nden Bozdoğan Kemerine doğru çıkarken karşınıza çıkan duraktır. Unkapanı ismi, bu bölgede eskiden un satılmasından gelmekteydi. Cibali, Eminönü, Saraçhane arasındadır. Osmanlı döneminde, “kapan” adı verilen toptan gıda satışının yapıldığı yerler mevcuttu. Kapan, Osmanlı döneminde pazaryeri, satış yeri, kont- rol yeri anlamına gelmekteydi.
Fatih semtinin merkezi yerlerinden biri olan Çarşamba, Draman ile Fatih Camii arasındadır. Osmanlı döneminde, Samsun’daki Çarşamba Ovasından gelenler yerleştirildiği için buraya Çarşamba denilmiştir.
Şehrin sur içine girdiğinizde, ilk karşınıza çıkacak durak olan, Topkapı Zeytinburnu durağı, Zeytinburnu ile Fatih semtlerinin birleşme noktasındadır.
Topkapı Sarayı’nın Gülhane parkı çıkışında deniz kıyısı tarafında bulunan Sarayburnu durağı, sahilin en güzel kısmındadır. Haliç’in Marmara denizine döndüğü yerde, tarihi yarımadanın doğu ucunda, Ahırkapı-Sirkeci arasındadır. İstanbul kentinin çekirdeği olan Bizans-Megaralılar tarafından İ.Ö. VII. yüzyılda burada kurulmuştur . Bizans döneminde Aziz Demetrios burnu olarak anılıyordu. Bu burun ile Ahırkapı arasında Mangonai sarayı vardı. Bu saray ve Osmanlı döneminde buraya yapılan saray (Topkapı Sarayı) dolayısıyla semte Saray burnu adı verilmiştir. İsmini Topkapı Sarayı’nın burun kısmında bulunmasından almıştır.
Yedikule sahil durağı, Zeytinburnu istikametinden Yenikapı sahiline doğru geçerken karşınıza çıkan ilk sur içi durağıdır. Yedikule Sahil Durağı, ismini karşısındaki Yedikule Hisarından almaktadır. Osmanlı döneminin önemli yapılarından biri olan Yedikule Hisarları, birçok işleve hizmet etmiştir.
Osmanlı’nın Edirnekapı tarafından sur dışına çıkılırken ilk karşınıza çıkan duraktır. Osmanlı döneminde İstanbul sur içinden müteşekkil olduğundan sur dışı, şehir dışı gibi görülürdü. Bu nokta da Roma döneminden kalma şehri çevreleyen surların dibinde olup, Edirnekapı Şehitliğine ev sahipliği yapmaktadır . Bu şehitlik, şehrin ilk büyük mezarlığıdır.
Genç Osman sahil durağı, ismini yakınında bulunan Yedikule Hisarında hazin bir şekilde öldürülen Osmanlı padişahı II. Osman’dan almaktadır. Osmanlı’nın 16. Padişahı olan Genç Osman’ın (II. Osman) yakınlardaki Yedikule zindanlarında esir alınıp, boğdurulması dolayısıyla bu civara bu isim verilmiştir. En talihsiz Osmanlı padişahlarından olan bu genç padişah, ilk öldürülen sultandır.
İstanbul Hastanesi sahil durağı ismini yakınlarındaki, büyük hastaneden almaktadır . Ülkemizin en büyük hastanelerinden olan bu hastane, sahile bakan geniş bir tepede konuşlandırılmıştır.
Bayezit durağı, şehrin sur içindeki en merkez noktasındaki duraktır. Bu durak ismini yakındaki Bayezid Camiinden almaktadır. Semte de ismini veren Bayezid Camii aslında Bayezid külliyesinin bir parçasıdır .
Laleli durağı, Bayezid ile Aksaray arasında şehrin en işlek caddesi üzerinde yer almaktadır . Durak ismini, Osmanlı Devletinde Lale Devrinin bu bölgede yaşanmasından ötürü almıştır.
Bayezit Üniversite durağı, ismini hemen yakınındaki tarihi İstanbul Üniversitesi’nden almaktadır. Üniversitenin eğitimle özdeşleştirilen bu ünlü tarihi ana kapısı, 1864 yılında inşa edilmiştir. Bu anıtsal kapı, Türkiye’de sadece İstanbul Üniversitesi’nin değil, aynı zamanda “üniversite kavramının” da sembolüdür. Üniversiteye girmek demek, hayallerde biraz da bu kapıdan içeri girmek demektir aslında.